ROCK EFSANELERI
Radyoevimizi Vermiyoruz !
( We Dont Give Our Radio Building ! )
RADYO - EVI ! ;
Bora CETIN
13 Eylül/September 2005, 13:58
RADYOEVIMIZI VERMEYIZ ! ;
- BASIN AÇIKLAMASINA DAVET ;
Radyoevimizi vermeyiz!
Kafalarina koydular bir kez:
Eninde sonunda toplumsal bellegimizi yok edecek, hatirlamaya deger tüm anilarimizi ortadan kaldiracaklar.
Bir yandan geleneksel degerlerin yegâne savunucusuymus gibi yapacaklar, bir yandan da güçlerinin yettigi tüm degerleri sinsice yok edecekler.
Gün geçmiyor ki, bir varligimiza saldirmasinlar, bir degerimizi satiliga çikarmasinlar!
Bir vapurlara takiyorlar kafalarini, bir güzelim Haydarpasa Garina...
Önce Taskisla ve AKM'ye diktiler gözlerini, simdi de Istanbul Radyosuna...
Peki ne istiyorlar bu sehirden, bu ülkeden, bizden?
Tabii ki rant!
Daha çok, daha çok, daha çok kâr için yapamayacaklari sey, satamayacaklari deger yok!
Açacaklari her bir ihale gözlerini kamastiriyor, sözü edilen paralar baslarini döndürüyor.
***
Geçenlerde Mehmet Barlas, nihayet baklayi agzindan çikardi: "... kunt beyaz Radyo binasi da, kanimca eski anlamini kaybetmis yapilardan biridir. Günümüz dünyasinda radyo yayinciligi için önünde askerlerin nöbet tuttugu, içinde köhne stüdyo ve salonlarin bulundugu bir binaya ihtiyaç yoktur. (...) Keske mümkün olsa ve Istanbul Radyosu binasi da bir kamu ihalesiyle satilip, yerine görkemli, modern bir otel yapilabilse. Görülen o ki Taksim'den baslayan ve Taslik'a uzanan alanda ve vadide bulunan tasinmazlar büyük deger ifade ediyor. Swissotel'den sonra Hilton'un da büyük bir rekabet içinde satilmasi bunun kaniti. AKM ve Radyo gibi kamuya ait binalarin bu açidan yeniden yapilandirilmalari, hem aklin hem de ekonominin geregidir." (Sabah gazetesi, Iste Insan, 14.8.2005)
Bu sözümüz, Barlas'a ve sözcülügünü yaptigi rantperverlere:
Kentlere kimligini veren kimi yapilar, toplumun bellegidir.
Istanbul Radyosu da bu kisilikli binalardan biridir.
Türkiye'nin kültür tarihinin yasandigi o koridorlari, ülkenin en önemli sanatçilarina okul olmus o stüdyolari, en güçlü kalemlerimizin oyunlarinin provasinin yapildigi o odalari çikarip atin bu toplumun belleginden.
Elinizde kalacak belleksiz toplum, bundan sonra dayatacaklariniza çok daha kolay uyum saglayacak, çok daha kolay güdümünüze girecektir.
Çünkü, anilari yok edilen toplum, aidiyet duygusunu da yitirir.
Hiç kimse artik "bu sehir benim" diyemeyecek.
Yapilacak o büyük ve modern otellerin lobilerinde
bir aksamüstü "drink"i almak için parasi da olmayacak üstelik.
Ama onun da keyfini sizler sürersiniz mutlaka.
***
Bizler, sig dizileriniz, civik televoleleriniz, magazinlestirdiginiz haberlerinizle yozlastirdiginizi zannettiginiz bir güruh degiliz.
Bizler, radyo ile dogduk, radyo ile büyüdük. Sizin kâr üzerine kurdugunuz hayalleriniz varsa, bizim de baska bir dünya hayalimiz var!
Aklinizdan bile geçirmeyin!
Ne Taskisla'yi, ne Haydarpasa'yi, ne Radyoevini almaniza izin verecegiz.
Ani defterlerimizi çalamazsiniz!
Radyoevine sahip çikan herkesi
BASIN AÇIKLAMAMIZA
davet ediyoruz.
TRT ÇALISANLARI
25 Agustos 2005 Persembe
Saat: 13.30
Radyoevi önü
Harbiye/ISTANBUL
Ertesi gün, 25 Agustos 2005 Persembe günü, tüm radyo çalisanlari ve sanatçilarin katilimi ile hep birlikte, RADYOEVImizin satilmamasi için Radyoevi önünde bir eylem yapilacakti. RADYOEVI'ne kavusmak için 40 yil beklemis ve kavusali daha 7 ay olmusken, Bora ÇETIN RADYOEVIni VERIR'mi ?
Tabii'ki orada olacaktim !
RADYOEVIMIZI VERMIYORUZ ! ;
- BASIN AÇIKLAMASI ;
1949 yilinda yapilan bu bina , Istanbul Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakülteleri, Istanbul Adalet Sarayi, Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi, Anitkabir ve Çanakkale Sehitler Aniti ile birlikte, mimaride ulusal yaklasimlara agirlik verilen dönemin ürünleri. Istanbul Radyoevi binasi Mimar Dogan Erginbas, Ömer Güney, Ismail Utkular'in ortak projesidir ve bir yarisma sonucu insa edilerek kent hayatina katilmistir.
Kuruldugundan bu yana toplumun egitim, kültür, haber, eglence gibi gereksinimlerini, milyonlarca saatlik yayinlarla karsilayan çok önemli bir kaynak. Dört postadan yaptigi yayinlarla, hafif müzik caz ve tango orkestralari; Türk halk ve sanat müzigi, gençlik ve çocuk korolari; radyo çocuk kulübü ve hazine degerindeki arsiviyle ayakta olan bir kurulusun yasamadigi nasil iddia edilebilir?
Degerli basin mensuplari,
Bugün burada, hiç de ihtiyaç olmadigi halde gündemimize sokulan bir harekete karsi tepkimizi ortaya koymak üzere toplandik.
Toplum olarak tartismamiz, çözüm aramamiz gereken çok daha hayati sorunlarimiz bir kenarda dururken, kiyidan köseden sessizce gündeme sokulan bir saldiri bugün söz konusu olan.
Yillardir, Ayasofya ile baslayan, Taskisla ve sehir hatlari vapurlari ile devam eden, Haydarpasa ile 2005 yilina damgasini vuran hareket, Istanbul Radyoevi binasinin yikilip yerine görkemli bir otel yapilmasi düsüncesiyle yeni bir asamaya gelmis bulunuyor.
Saygideger basin mensuplari,
Kentlere kimligini veren, kisiligini olusturan yapilar vardir. "Modasi geçti" deyip dozerlere teslim edilemeyecek yapilardir bunlar. Çünkü onlar, toplumun, içinde yasanan o kentin bellegidir. Simgeledikleri seyler vardir. Tipki Haydarpasa Gari gibi, tipki Atatürk Kültür Merkezi gibi, tipki Istanbul Radyoevi binasi gibi.
Biraz, önünde durdugumuz bu binanin kimliginden söz edelim:
Türkiye'de radyo yayinciliginin basladigi Sirkeci ve Galatasaray Postanesi'nin ardindan, özellikle radyo olarak tasarlanmis bir ilktir.
Ikinci Dünya Savasi nedeniyle demir, çimento, cam gibi yapi malzemelerinin getirilememesi , ayrica bu dönemde yabanci mimarlara karsi tepkilerin de artmasi, mimaride yeniden geleneksel degerlere dönülmesi sonucunu ortaya çikarmistir. II. Ulusal Mimarlik olarak adlandirilan bu dönem, temel çikis noktasi olarak Türk konut mimarligini esas almistir. Bu dönem yapilarinin en karakteristik özelligi "simetri" ve "anitsallik"tir ki, Radyoevi binasi da bu özellikleri tasiyan ender yapilardan biridir.
Bu bina, diger bütün nedenleri bir tarafa koyacak olsak bile, belirli bir mimari anlayisi temsil ettigi için korunmalidir .
Ancak Istanbul Radyoevinin degeri, sadece temsil ettigi mimari önemle sinirli degil. Ayni zamanda bir okul burasi. En degerli müzisyenlerin yetistigi, en islek kalemlerin oyunlarinin milyonlarca kisiye ulastigi, en önemli tiyatrocularin belki de meslege adim attigi, kitle iletisiminin anlamini buldugu bir baslangiç noktasi.
Kisacasi, Istanbul Radyoevi, bulundugu noktanin bu yillarda yükselen ekonomik degerine kurban edilmemesi gereken bir ani defteri. Buranin yikilmasi, her birimizin kisisel alanina tecavüz, kilitli ani defterimizin yakilmasi demek.
Oteller, ticaret merkezleri, otoparklar her yere yapilabilir. Yüzlerce otele yüzlerce yenisi eklenebilir. Ama Radyoevinin yeri doldurulamaz.
Bizler, gerek bu handa konaklayan kisiler ve gerekse de içinde yasadigi kente, ülkeye ve onun tasidigi degerlere saygili, duyarli hemsehriler olarak diyoruz ki, göz kamastiran bir geçmisi, gözleri para ile kamasan kimselerin eline teslim etmeyecegiz. Çünkü sahip oldugumuz bu hazinenin gelecege aktarilmasi gerektigi bilincini tasiyoruz.
Gösterdiginiz ilgiye tesekkür ederiz.
25 Agustos 2005 Persembe
Radyoevi önü
Harbiye/ISTANBUL
Sürecek, .........
Son Güncelleme: 09 Ekim/October 2010, 23:38